Ürdün'ün başkenti Amman'ın ücra mahallelerinde ya da mülteci kamplarında yaşamlarını sürdüren Filistinliler, Osmanlı Devleti'nce baba ve dedelerine verilen kimlik belgesi ve evrakları hala saklıyorlar.
Osmanlı Devleti döneminde ''seçkin ahaliler'' arasında yer alanFilistinliler bugün ya çeşitli ülkelerdeki mülteci kamplarında ya da silah sesleri ve şiddetin yıllardır eksik olmadığı Filistin topraklarında yaşamlarını sürdürüyorlar.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, sadece Ürdün, Lübnan, Suriye ile Batı Şeria ve Gazze'deki 58 mülteci kampında 4 milyon 562 binFilistinli yaşıyor.
Herhangi bir ülkede Vatandaşlıkları olmadığı için siyasi ve medeni haklardan mahrum çeşitli ülkelerde mülteci olarak yaşayanların sayısı da on binlerle ifade ediliyor.
Sadece Ürdün'ün Jerash kentindeki mülteci kampında herhangi bir ülkenin Vatandaşı olmayan 27 binFilistinli'nin bulunduğuna dikkat çekiliyor.
Osmanlı Devleti döneminde yaşadıkları barış ve huzurun özlemini arayan Filistinliler, bugün baba ve dedelerine Osmanlı Devleti'nce verilen ve kimlik belgesi yerine geçen tezkereler ile bazı evrakları hala saklıyorlar.
Ürdün'ün başkenti Amman'da mülteci olarak hayatını sürdüren 50 yaşındaki Filistinli Abdulhalim Hammad, AA muhabirine yaptığı açıklamada, baba ve amcasının Osmanlı ordusuna yıllarca hizmet verdiğini söyledi.
Babasının Osmanlı ordusundaki anılarıyla çocukluk döneminin geçtiğini ifade eden Hammad, ''Biz Osmanlı'nın büyüklüğünü baba ve dedelerimizden öğrendik. Osmanlı bizim için çok değerlidir. Osmanlı gittikten sonra Orta Doğu çok karıştı. Osmanlı Devleti yıkıldı, bütün İslam toplumları da onunla birlikte yıkıldı. Bu nedenle çocukluğumdan itibaren Osmanlı'ya ve Türklere karşı içimizde büyük bir sevgi var'' dedi.
1981 yılında 93 yaşındayken vefat eden babasının Türkçe de bildiğine dikkati çeken Hammad, ''Babamdan kalan Osmanlı evraklarını kız kardeşim, Osmanlı Devleti'nce babama verilen tezkereyi de ben saklıyorum. Bugün Osmanlı olmasa da o evraklar bizim için çok değerli'' diye konuştu.
- ''TÜRKİYE, FİLİSTİNLİLERE SAHİP ÇIKMALI'' -
Filistinlilerin Türkiye ile tarihi ve kültürel bağlarının bulunduğuna işaret eden Hammad, şöyle devam etti:
''Bu nedenle Türkiye'nin bir parçası gibiyiz. Türk Devleti'ne çağrım Türk topraklarına giren her Filistinli'ye pozitif ayrımcılık yapılmasıdır. Çünkü Filistinli hiçbir zaman Osmanlı'ya ihanet etmemiştir her zaman Osmanlı ile birlikte hareket etmiştir. Türkiye, geçmişte Osmanlı ile irtibatını göz önünde bulundurarak bugün en azından çocuklarımıza sahip çıkmalıdır. Filistinliler arasında kökenleri Türk olanlar da var. Özellikle eğitim konusundaTürkiye, Filistinlilere sahip çıkmalı.''
Hammad, Ürdün Üniversitesine giden çocuklarının Vatandaşlıkları olmadığı için yabancı öğrenci statüsündeeğitim gördüklerini, bunun da eğitim masraflarını 3-4 kat artırdığını söyledi.
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı aracılığıyla oğlu Abed Alfattah Hammad'ın yükseköğrenim için Türkiye gittiğini ifade eden Hammad, ''Oğlum Türkçeyi öğrendikten sonra oradaki Yabancı Öğrencisınavı'na (YÖS) girecek. Eğer kazanırsa da yüksek öğrenimine başlayacak. Oğlumun barınma ve kurs masraflarını da İHH İnsani Yardım Vakfı karşılıyor'' dedi.
- OSMANLI TEZKERESİ -
Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Enver Konukçu ise Filistinlilerin ellerinde bulunan Osmanlı tezkeresinin o dönem kimlik belgesi yerine geçtiğini söyledi.
Filistinlilerin Osmanlı döneminde seçkin ahaliler arasında yer aldığına dikkati çeken Prof. Dr. Konukçu, şunları kaydetti:
''Osmanlı zamanında sınırsız haklara sahip olan Filistinliler, kendilerini temsillen milletvekili bile seçmişlerdir. Bugün ise İsrail'in saldırgan tutumu Filistinliler ve bölge üzerinde inanılmaz sonuçlar meydana getirdi. BugünFilistinliler, dünya üzerinde en çok hakkı yenilen toplum olarak tarihteki yerini aldılar.''
--
Arşiv:
http://osmanlimodeli.blogspot.com