12 Aralık 2009 Cumartesi

"Osmanlı'da Askeri İsyanlar ve Darbeler" ve Günümüz

İstiklal Şairi'nden müthiş tespit

İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy "Kıssadan Hisse" isimli kısa şiirinde müthiş bir tespitte bulunuyor:

Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

İbret alabilmek için öncelikle tarihi iyi bilmek, sebep ve sonuçlarını doğru analiz etmek ve güncel sorunların çözümü için onlardan dersler çıkarmak gerek.

"Osmanlı'da Askeri İsyanlar ve Darbeler" dizisi gerçekten çok ibretlik gerçekler içeriyor.

Bu incelemenin daha kapsamlı hali Ocak'ta kitap olarak da yayınlayacak.

Doç. Dr. Afyoncu ve doktora öğrencisi Uğur Demir, BUGÜN haber kanalında "Perde Arkası" programımın bu haftaki konuğuydu.

Yaptıkları araştırmanın sonuç ve detaylarını, yorumlarıyla birlikte paylaştılar.

Tüyler ürpertici ayrıntılar var.

36 Osmanlı Sultanı'ndan 12'si darbe ve askeri isyanlar sonucu değişmiş.

5 tanesi de darbeciler tarafından katledilmiş.

Yeniçeri ve Sipahiler, Fatih, Yavuz ve Kanuni döneminde bile isyana yeltenmiş.

Koca Fatih'i, kılıçlar arasında yürütmüş.

Ancak bu isyanlar başarıya ulaşmamış.

Çünkü güçlü sultanlar, isyanı ve darbeyi bastırmakta "tereddüt" etmemiş.

Zafiyet göstermemiş.

Bastırınca da suçluları en ağır şekilde cezalandırmış.

Zamanında alınan istihbarat, darbelerin önlenmesinde en önemli anahtar rolü oynamış.

"Fısıltı Gazetesi”nin merkezi kahvehaneleri bile düzenli takip ettirirmiş.

Bu arada darbeciler eskiden de uzun süre hazırlık yaparmış.

Patrona Halil bile 8 ay plan kurmuş.

Konaklarda "helva ziyafetleri" görüntüsü altında gizli toplantılar yapılmış.

Darbe sloganları bile önceden hazırlanıyormuş.

Hatta halkı sultana karşı kışkırtmak için kundaklama ve kaos eylemleri yaptıkları da oluyormuş.

Sultan ve saray, halk ve ulema desteğini kaybedince, darbeciler kazanmış.

Osmanlı, darbeleri önleyebilmek için askeri birimler arasında denge kurmuş.

Mesela, karacı Yeniçeriler süvari Sipahiler ile dengelenmiş.

Sekban ordusu da bu amaçla kurulmuş.

Düzeltme ihtimali görülmeyince de, yeni askeri yapılanmalar oluşturulmuş.

Doç. Dr. Afyonu’nun kapsamlı çalışmasında yaptığı tespitleri gördükçe, "50 yılda birçok darbe görmüş Türkiye, aslında geçmişinden ders almamış" dememek mümkün değil.

Yani Mehmet Akif sonuna kadar haklı;

"Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?.."

***

PKK'nın üstlenmesi neyi değiştirmez?

PKK terör örgütü garip bir şekilde 3 gün sonra hain saldırıyı kendisinin yaptığını fark etti!

Ya da üstlenmeye cesaret etti.

Görünen o ki PKK içerisinde etkin bir kanat, demokratik açılımı bitirmek, DTP'yi de kapattırmak ve hükümeti yıpratmak istiyor.

Böylece, kan deryasında varlığını sürdürmeyi planlıyor.

Tabii eylem kararı gerçekten örgüt ya da birimleri tarafından alındıysa...

PKK'nın dış güçlerin oyuncağı olduğu ve PKK lider kadrosunun Ergenekon'la ne tür temaslar kurduğu apaçık biliniyor.

Öcalan, Türkiye'ye getirildikten sonra verdiği ilk ifadesinde 9 farklı istihbarat örgütü ile ne tür temaslar kurduklarını anlatıyor.

Yine Öcalan, Cemil Bayık ve Murat Karayılan'la görüşme yaptıkları bilinen birçok Ergenekon sanığı, şu an tutuklu veya yargılanıyor.

O halde, "kukla" örgüt olarak PKK saldırıyı üstlense bile, emri verenin dış güçler olmadığı ya da Ergenekon olmadığını kim iddia edebilir?

Hal böyleyken zamanlaması son derece dikkat çekici bu saldırı ile ilgili sadece "tetiği çeken" PKK'ya odaklanmak, "tetiği çektiren karanlık odakları" yok saymak olur.

Resmin bütününü görmemek olur...



--
Arşiv:
http://osmanlimodeli.blogspot.com